Drama’daki kutsal Taksiarhon Kilisesi, Bizans yıllarına ait zengin tarihiyle dikkatleri üzerine çekmektedir. Kilise kentin kalbinde, Venizelos Sokağı üzerinde, Bizans Drama’sının Kuzeydoğu ucuna yakındır; Bizans döneminin heykelcilik,mimari ve resim sanatlarına önemli bir örnek teşkil etmektedir. Kilise 14. yüzyıldan kalmadır; mimarisi, heykelciliği ve resimleri Bizans’ın son dönemi olan paleolog dönemini andırmaktadır. Binada dört yapı evresine rastlarız: 1) İlk evrede saz çatılı tek mekandan oluşan bir kilise mevcuttur; merdiveni Bizans surlarında ve girişi güney tarafındadır. 1861-1892 döneminde kuzey ve batı duvarları eğimli çatıya sahip olur ve batı tarafında da kiliseye yeni bir giriş yapılır. 3) eğimli çatılı (ek çevre salonları kaplayan) ekleme çevre salonları eklenir ve biri kuzeybatı biri kuzey doğuda olmak üzere iki giriş kapısı açılır. 4) Çevre salonlar bölümü yıkılır ve kilise ve çevresindeki bölümler bugünkü halini alır. Taksiarhon Kilisesi merdivenle bağlandığı Bizans kentinin kuzeydoğu tarafına çok yakındadır. Duvar yapısı ve duvar resim süsleriyle ziyaretçilerin ilgisini çeken küçük ve nezih bir kilisedir. Düşmanlardan korunmak için surlara küçük kiliseler inşa ederlerdi. Osmanlı döneminin son yıllarında kilise kentin Hıristiyan nüfusu için kilise olarak da işlev görüyordu. Kilisede eski dönemlere ait iskeletler de bulunmuştur. Bir söylentiye göre bunlar 14. yüzyıl paleolog dönemine aittir; büyük ihtimalle kilise mezarlığı da buradaydı ve Nikoforos Girogoras’tan aldığımız bilgilere göre, 1320’de Drama’da öldüğü ve gömüldüğü bilinen, İmparator 2. Andronikos’un eşi Momferatiki İrini de bu kilise mezarlığındaydı. Söz konusu imparatoriçe Selanik’ten Drama’ya gelir. Daha sonra kemiklerinin Konstantinupolis’teki Pantokratoras Manastırı’na taşındığı bilinmektedir. Drama’dan Konstantinupolis’e kemiklerin taşınması işlemini İrini ve Andronikos’un kızı Simonis üstlendi; Drama az bir zaman için de olsa bir imparatoriçenin naaşına ev sahipliği yapmıştır. 1973 yılında dehlizin yıkılmasıyla binanın ne kadar eski olduğu da ortaya çıkmış oldu ve ilk haline uygun şekilde yenilenmesi ihtiyacını gözler önüne serdi; bu şekilde Drama kenti bir Bizans eseriyle daha zenginliğine zenginlik katmış oldu. Başlangıçta kemerli çatısıyla tek bir mekândan oluşan kilise bugün ahşap çatılıdır. Kilise günümüzde7x3,45 metre ebatlarında, dik açılı bir plana sahiptir. Çatısı eğimli ve ahşaptandır. Duvarlarında taş tuğladandır. Güney ve doğu iç duvarlarında duvar resimleri bulunmuştur; bu resimlerde İsa Peygamber’in çektiği çileler resmedilmektedir. Paleolog dönemine ait resimlerin özgürlük ve kendiliğindenliğine sahiptirler. Mihrabı minberden ayıran teblo mermerdendir. Kilise birçok kez restorasyon görmüştür (1861-1892). Ancak, duvar resimleri bozulmadan kalmış ve 14. yüzyılın ilk yarısından kalmadır. Tapınakta taş duvar resimleri de vardır. Tapınağın güney ve doğu tarafında kazılar Taksiarhon Kilisesi’ni kent surları ile bağlayan sur bölümünü de meydana çıkardı. Tapınağın restorasyonu kapsamında, teblo değiştirilmiş ve duvar resimlerinin restorasyonu yapılmıştır. Arkeoloji Müdürlüğü Taksiarhon Kilisesi’ni orijinal haline getirmek için sistemli bir şekilde çalışmalara başladı. Agia Sofia Kilisesi’nden Agia Varvara’ya giden yer altı dehlizleri vardı ve Taksiarhon Kilisesi’ne kadar uzanıyordu. Kilisenin güney tarafında yeni çan kulesi yıkıldı. Devamında da avlunun güneybatı tarafına ortama uygun olarak bir çan kulesi inşa edildi. Mimar H. Daudet eşliğinde Drama’yı ziyaret eden, Paris, Cole de Beaux Arts’da tarih ve arkeoloji profesörü Leon Heaney’in kentin çeşitli yerlerinde dağınık olarak Latin harfleriyle yazılmış levhalar gördüğünü ve detaylı şekilde kopyaladığını söylediğinden de bahsetmeden geçemeyiz. Kilisenin kuzey tarafında kilise duvarını gömülü Latince bir levha bulunmaktadır. Taksiarhon Kilisesi’nin mermer teblosu, tüm Bizans tebloları gibi, Kutsal Bölümü ana salondan ayıran bir enine perdeden oluşmaktadır. Teblonun destekleri karmaşık. Alt parçaları dörtgendir; üst kısım ise sekizgen şekilli desteklerden oluşmaktadır. Kabartma süslemeler gövdededir. Gövdelerdeki süslerin teması yapraklı haçtır. Ayrıca 11 yapraklı bir çiçekte birleşen, birbirine girmiş çemberler ve baklavalarla yapılmış süslemeler de mevcuttur. Tapınağın restorasyonu, 1992 yazında Kültür Bakanlığı’nın gerekli izninden sonra mimar Argyris Bakirtzi gözetiminde, 12. Bizans Eski Eserler Müdürlüğü tarafından gerçekleşti. Ayrıca, bu çalışmaya mermer tedarik ederek Lazaridis Mermer SA şirketi de katkıda bulunmuştur. Teblonun sabitlenmesi metal desteklerle yapıldı. Orijinal teblo Filipio Bölgesi mermerinden gövde ise Lamia (eski Kavala) mermerindendir. Drama Taksiarhon Kilisesi’nin mermer teblo süslemelerini yapan heykeltıraşın tema ve sanatta hiçbir tekdüzeliğe yer vermemiştir. Kilisenin içinde doğu ve güney duvarlarını süsleyen duvar resimleri parçaları hala muhafaza edilmektedir. Güney duvarında Son Akşam Yemeği’nin bir canlandırması vardır. Batıda Kurna ve devamında da Getshemane’ye İbadet gösterisinden bölümler vardır. Kurna’nın tam altında Taksiarhon Başmelekleri resmedilmektedir. Getshemane gösterisinin altında ise İsa Peygamber’in ışık tacı ve Aziz’in bedeninin üst kısmı resmedilmektedir. Son olarak da güney yönündeki orijinal giriş kapısında Aziz Simeon ve Alipios gösterilmektedir. İsa Peygamber’in çektiği çileler ve iki başmelek teması kilisenin mezar kilisesi olabileceğine işaret ediyor olabilir; bu ayrıca güney tarafındaki kemerli çatılı osteofilaksla da perçinleniyor. Drama Taksiarhon Kilisesi’nin resimlerinde mükemmel uygulama, özgürlük ve kendiliğindenlik dikkat çekiyor. Fondaki mimari öğeler hakkında tam bilgi sahibi olma da, Son Akşam Yemeği’nde gözümüze çarpmakta. Sahnede mimari öğelerin nüfusuna işleme ve aynı zamanda binaların kendilerine yeterliliğini muhafaza etme dikkat çekmektedir. Yani büyük ihtimalle 14. yüzyıl öncesi speleolojik olgun dönemine ait resim öğeleri söz konusudur.
Yetkili Merci: Drama Kutsal Metropolitliği
Tel: +302521032362